top of page
seydatoscali4

Nöroplastisite ve Meditasyon


Nöroplastisite'yi konuşmak veya anlamak için beyin cerrahı olmamıza gerek yok. Günümüzde oldukça sık konuşulan bu terimi ilk defa hocam David Cornwell'den aldığım Mindfulness eğitimi sırasında duydum. Biyoloji mezunuyum, üniversitede öğrendiğim şey sinir hücrelerinin ve beynin kendini yenileyemediğiydi -ki yıl 2005-2010 arası kadar yakın bir zaman olmasına rağmen...- David'den beynimizin değişebildiğini duyduğumda çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Nasıl yani? Bunca sene doğru bildiğimiz şey yanlış mıymış diye düşünmüştüm. Bunu öğrendiğimden beridir de derslerimde, koçluk seanslarımda veya verdiğim ilgili ilgisiz kurumsal eğitimlerde bahseder oldum. Çünkü beynin değişebilme kapasitesi bence çok mucizevi bir şey. Hem de yaştan bağımsız olarak. Bunu her insanın bilmeye hakkı var diye düşünüyorum, özellikle de bazı kişilik eğitimi verenlerin ''insanlar, kişilikler değişmez'' diye kendini tekrar eden eğitim ve eğitmenlerin bilmesi ve bu söylemlerini değiştirmeleri gerek diye düşünüyorum. Ya da en azından, insanın değişme kapasitesine inanmayan bu kişileri dinleyenlerin bilinçlenerek bu bilgilere itiraz etmeye hakları olduğunu düşünüyorum. Neyse konuyu saptırmayayım.


Nöroplastisite, beynin bir plastik gibi değişebilme yeteneğidir. Beynimizin yeni sinir yolları oluşturma becerisidir. Nöroplastisite kavramının babası olan Prof.Dr. Michael Merzenich beynin bu kapasitesini maymunlar üzerinde yaptığı bilimsel çalışmalar ile ortaya koyuyor. Dr. Merzenich çalışmaları sırasında görüyor ki bir beceriyi öğrenmek için beynin 15 veya 20 farklı kortikal bölgesi değişmeye başlıyor. Bu da bir başka deyişle beynin bulunduğu ortama uyumlanma becerisidir. Aşağıda TED konuşmasını paylaştığım Dr. Merzenich, beynimizin bir kas gibi olduğunu ve nasıl ki fiziksel hareket bedenimiz için gerekli ise beyin aerobiğinin de aynı şekilde gerekli olduğunu söylüyor. Böylelikle yaştan bağımsız olarak beynin değişebilme kapasitesini kullanabildiğimizi aktarıyor.


Nöroplastisiteyi gündelik yaşamımız için düşünecek olursak, bu aynı ormanda yeni bir patika açmaya benziyor. Beynimizin şu anki kalıplaşmış davranışları ile yanıtları, bu ormandaki hali hazırda üzerinden geçilmiş belirgin ve hatta üzerinde işaretleri olan patikalar iken, kendimize yeni katmak istediğimiz herhangi bir beceri, kazanmak istediğimiz veya bırakmaya çalıştığımız bir alışkanlık, ormandaki henüz açılmamış bir patikayı temsil ediyor. Bu açılmamış yolun belirgin bir patika olmasında nasıl ki bir başlangıca, çalışmaya ve kararlılığa ihtiyaç duyuyorsa beynimizdeki yeni sinir yollarının da kalıcılaşması için aynı şeye ihtiyaç var. Yani öncelikle bu yolu açmaya niyet etmek, sonrasında bunun için çaba göstermek, o yolun üzerinden tekrar tekrar geçmek ve ardından bu yolu koruyacak şekilde hayatımızda tutmak.


Kanadalı Nöropsikolog Donald Hebb'in dediği üzere ''Birlikte ateşlenen nöronlar birleşirler.''


Ancak nasıl ki bir ormanda yeni bir patika açmak başta zor ise, bizim için de yeni bir alışkanlık veya beceri edinmek başta zor olabilir. Araba kullanmayı öğrenmek veya ilk kez diş fırçalayıp bunu alışkanlık haline getirmek gibi. Ormanın içerisine dalıp da birbirine dolanmış bitkilerin arasından geçerek bu otları birbirinden ayırmak, yolu belirgin kılmak zor olduğu kadar bizim içinde bu yeni alışkanlığı kazanmak başta zor olabilir. Ne var ki o yoldan tekrar tekrar geçtikçe her seferinde bu işin biraz daha kolaylaştığını fark edersiniz. Sonra bir bakarsınız ki artık öğrenmiş, yol açılmış ve sizin için çocuk oyuncağı olmuştur. O alışkanlığı ''kazanmışsınızdır''.


Aynı şey hayatımıza meditasyonu veya yoga pratiğini katmak içinde böyledir. Hayatımızda hiç olmayan bir şeyi günlük uygulamamız içerisine dahil etmek ilk başta kolay görünse de gerçekte öyle olmayabilir. Kendimizi hep ertelerken kısa bir süre sonra kendimize kızarken bulabiliriz. Burada önemli olan kilit nokta, 1- Bebek adımlarıyla başlamak (aynı ormandaki yolu ufak ufak açmaya çalışmak gibi) , 2- Kendimize şefkatle yaklaşmak, zorlamamaktır. Bebek adımlarıyla başlamak derken şunu kastediyorum, çoğumuz kendimizden bir seferde 1-2 saat arası yoga veya meditasyon yapmayı bekliyor olabiliriz. Bu ''idealize edilmiş'' beklenti aynı ormandaki yolu el yordamıyla tek seferde 2 kilometre kadar açmayı beklemek gibi orantısız bir beklenti olabilir. Ancak burada olabilir dediğimi lütfen fark edin çünkü hepimiz için hikaye farklıdır. Bu bazılarımız için geçerli olmasa da yogaya başlayan çoğu kişide gördüğüm bir durumdur. Bu nedenle kendimize küçük küçük başlamaya izin vermek o gün belki bir 5 dk olacak kadar minik bir adımı yeterli görmek önemlidir. İkincisi, kendimize şefkat duymaktır. Erteleme isteğimizi anlamaya çalışmak, kendimize kötü davranmadan o anki ihtiyacımızı anlayarak gidermeye çalışmaktır. Belki de o an tek ihtiyacımız olan şey dinlenmek olabilir. İhtiyacımızı anlamaya çalışmak yerine kendimizi yargıladığımızda ise sinir sistemimiz donma moduna geçer ve bu bizi daha da ertelemeye, hareketsizliğe doğru götürür. Sonuç olarak kendimize faydası olması için başlamak istediğimiz bir şey bize daha çok stres ve zarar getirir. Bu nedenle Nöroplastisite'yi de hem iyi hem kötü anlamda ele alabiliriz. Yani iyi anlamda iyi becerileri geliştirmek için kullanabilir, kötü anlamda ise kendimizi yargılamak gibi bir negatif alışkanlığın da beyinde zamanla kalıcılaşabileceğini söyleyebiliriz.


Değişimin birinci adımı fark etmektir. Şu anki durumumuz her ne ise, hangi alışkanlık ve davranışlarımızın bize hizmet ettiğini, hangilerinin etmediğini görmek, ardından bunu kabul etmek ve bunu dönüştürmek üzere çalışmaktır. Tüm bunları yaparken de niyetimizi kendimize hatırlatmak, şefkat ve sevecenliği kendimizle olan ilişkimize davet etmek, ve gerçekleşen mucizenin tadını çıkartmaktır. Ancak her şeyde olduğu gibi bir insan olarak bizler, patikanın yarısında vazgeçebilir, hata yapabilir, bambaşka bir yola sapabiliriz. Veya karar değiştirip bizim için iyi olanın bambaşka bir şey olduğunu yolun ortasındayken fark edebiliriz. Öyleyse ne güzel, bu da insan olmanın bir parçası. Önemli olan yolda olmak, yolu yürüyebilmektir.


Yalnız ben bu yazının başlığını yazarken meditasyonun da beynimizde Nöroplastisite'yi nasıl desteklediğini anlatmayı düşünmüştüm; yazarken başka bir yola saptım :) olsun, önemli olan yazmaktı. Gelecek haftaki yazıda onu anlatayım, meditasyon beyinde ne gibi değişimler yaratıyor; araştırırken çok güzel bilimsel çalışmalara denk geldim bunları yazayım istiyorum. Sorunuz olursa bana yorum olarak veya mailden yazın. seydatoscali@gmail.com


Dr. Michael Marzenich'in TED konuşması:



Şeyda


2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page